25 Aralık 2016 Pazar

Türk Dizilerinde Kadın

     Diziler kendine özgü anlatım tarzlarıyla gerçekliği çeşitli şekillerde izleyiciye yansıtmaya çalışırlar. Dizilerde verilen mesajlar, göndermeler, roller toplumun şekillenmesinde büyük ölçüde rol oynar. 
   Diziler geçtikleri dönemleri, konuları,türleri, izleyici kitleleri birbirinden ne kadar farklı olursa olsun nedense kadın karakter oldukça benzerdir. Kadının toplum içindeki yerinin ailesi olduğu vurgulanmaktadır. 
   Temel olarak iki kadın karakter yapısı vardır. Bunlardan ilki iyi eş ve fedakar anne olmak. Tabi bu eşini elinde tutmak için yeterli değil. Kapitalist sistemin bir getirisi olarak bakımlı ve güzel bedene sahip bir kadın olmalısın, yoksa erkeğini elinde tutamazsın. Her zaman bu karakter daha mağdur rolünü oynuyor. Eşi onu aldatsa bile eşini sevmeye ve ona fedakarlık yapmaya devam ediyor. Hatta daha da ilerisi hatayı kendinde arayıp ''eşi onu aldattıktan sonra'' kendini geliştirmeye , bakım yapmaya ve onu geri kazanmaya çalışıyor. Örnek olarak Kadın İsterse. Bu dizi tamamen bu konu üzerine kurgulanmıştır. Konusu tamamen bunun üzerine kurulu olmasa da bu konu işlenmiş bir çok dizi vardır.
  

   
  İkinci olarak da okumuş, donanımlı, maddi özgürlüğünü kazanmış kadın. Bu karakter erkeğini dişiliğini kullanarak ve kurnaz kötü planlarıyla kazanmaya çalışıyor. Hatta o birinci saf , iyi kalpli kadının elinden almaya. Bazı durumlarda bu kötü karakterler dizide belli bir süre sonra iyi karaktere dönüşebiliyor ama neden kültürlü, donanımlı, ne istediğini bilen kadın ilk olarak fesat konumunda veriliyor? Hemen hemen her dizide maddi, manevi ve cinsel özgürlüğünü kazanmış kadın sevilen ya da sevdirilmek istenen bir rolde oynamıyor. Empoze edilmek istenen düşünce okumuş, kendi ayakları üzerinde duran bir kadının mutlaka kötü olması mı? 
   Bir diğer konu ise dizilerdeki ahlak mukamesinin hep kadınlar üzerinden yapılıyor olması. Dizide erkeğin sevgilisini yada karısını aldatması, kuma getirmesi, metresinin olması normal karşılanıyor ve  bu karakter yargılanmıyor, eleştirilmiyor hatta seviliyor. Diğer bir taraftan kadın sevgilisini ya da kocasını aldatırsa direk damgayı yiyor. Namus kavramı sadece kadınların üzerinden ilerliyor. Erkeğin yaptıkları ise sorgulanmadan kabul ediliyor. Son zamanlardaki Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinin bu duruma çok iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Ana karakter bir mafya babası.Yanında çalışan erkeklere sürekli hanımlar diye seslenerek kadınlara hakarette bulunuyor. Karısını bir başka kadınla aldatıp daha sonra da karısına , aldattığı kadını kabul etmesi için baskı yapıyor. Buna rağmen bu karakter izleyiciye öyle bir şekilde sunulmuş ki dizideki en sevilen kişi  ve aynı zamanda izleyici adamın karısını aldatmasındaki haklı sebeplerinin olduğundan bahseder nitelikte.Gerçekten şaka gibi...

     
   Zaten şu gördüğümüz fotoğraf bile kadının dizilerdeki rolünü anlatmaya yetmiyor mu?
   Bir diğer bahsetmek istediğim konu ise kadın ve cinselik. Dizilerdeki karakterlerle açıklayacak olursak iyi kadın karakter çok zor cinsel ilişkiye girmektedir. Cinselliği sadece sevdiği kişiyle yaşar. Kadınların hayatında ya sevdikleri adam vardır ya da aseksüeldirler.Kadınların iyi ya da kötü karakter olduğunu belirtmenin en kolay yolu cinselliktir. Cinselliği ön planda olan kadın kötü karakterde, cinselliği aseksüel boyuta varan kadın ise iyi karakterdir. Erkek karakterlerde ise yukarıda belirtmiş olduğum örnekteki gibi cinsellik istenilen zamanda, istenilen boyutta yaşanabilmektedir. Erkeklerde kadınlardaki gibi bu konuda toplumsal bir baskı yoktur. Cinsellik erkek için bir ihtiyaç olup kadınlar için ise sadece doğurganlıktır.
 Değinmek istediğim bir diğer konu ise eşcinsellik. Son zamanlarda eşcinsel erkek  karakterleri görebiliyoruz. Tabi sadece erkek karakterler. Günümüz ülke koşullarında eşcinsel bir kadın karakterin olduğu Türk dizisini hayal bile edemeyiz sanırım. Erkek eşcinsel karakterlerde dizilerde sadece efeminelikten ibaret. Bu durumu mizahla birleştirip izleyiciye komik bir durummuş gibi sunuluyor. Bu eş cinsel karakterin asla cinsel hayatından söz edilmiyor. Sadece bir figür olarak dizide yer alıyor.

  Son olarak kadın dizilerde istediği kadar eğitimli, kendini geliştirmiş, maddi ve manevi açıdan özgürlüğünü ele almış, bakımlı, iyi, sevecen olsun ataerkil toplum yapısının önüne geçemiyor. Kadın sürekli geri planda tutulup erkeğe bağımlılığı sürdürülüyor ne yazık ki. Umarım ilerleyen zamanlarda feminist dizilerle karşılaşırız...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder